Türk-Moğol Asırlarında Medenî Durum
Çingiz istilâları birçok kötü olaya sebep olmuştur. Günümüzde meydana gelen kötü olaylar sebebiyle Çingiz ve oğullarına karşı objektif yaklaşılmamıştır. Çingiz istilâlarının kötü sonuçları olduğu gibi Türklük ve medenîyet açısından olumlu sonuçları da vardır. Bu yazımda bu olumlu sonuçları anlatmaya çalışacağım.
İstilâlar sonucunda Asya'nın büyük kısmına hâkim olan Çingiz Hân sayesinde Avrupa-Asya iktisadî münâsebetleri bir hayli gelişmiştir. Kervan yolları üzerindeki bâzı ticaret merkezleri de bu istilâlar sonucunda gelişmiştir. Kıpçakların ekseriyeti Altın Orda ile Müslüman olmuştur. Ayrıca Doğu'dan Batı'ya ilk seyyah olan Bar Savma'yı da Kubilay Hân görevlendirmiştir. İktisadî vaziyetin yanı sıra kültürel gelişme oldukça fazladır.
Çingiz yazı kullanımının lüzumunu ilk kez Nayman memleketinden öğrenmişti. Ayrıca Uygur memleketinden de etkilenmiştir. "Yasak" adı verilen hukuk imparatorluğun esas teşkilâtını sağlamaktaydı. Çingiz ve ardılları Yasak'a çok bağlıydılar. İmparatorluk devrinde bir kadın tek başına istediği yere çıplak şekilde dahi gidebilirdi. Yasak'ın diğer bir maddesine göre tebaanın dinine karışılmazdı. Hristiyan, Müslüman, Budist vs. din adamları vergiden muaf dahi tutulurdu. Bu din adamlarınım zaman zaman hükümdarların huzurunda münazaralar yaptığı da olurdu. Yasak'ın diğer bir maddesine göre de akarsu, nehir gibi doğal alanların kirletilmesi şiddetle cezalandırılırdı. Ögeday Kağan'ın Karakurum gibi muhteşem bir şehir kurdurduğunu da bilmekteyiz.
Moğol istilâsının bir sonucu da Batı memleketlerinin Çin ve Hind ile eski ticaret yollarını açması olmuştur. Büyük kervan yollarındaki faaliyetler, büyük ticaret merkezlerinin kurulmasını ve gelişmesini sağlamıştır. İlhanlılar'ın merkezi Tebriz'in mahallî geliri Fransa krallığının gelirinden fazlaydı. Bu sebeple İlhanlılar yaktığı şehirleri imar etmekle de uğramışlardır. Bağdat bunun en güzel misâlidir. Hülegü Bağdat'ı tahrip ettirdikten sonra yine oranın başına Alaaddin Ata Melik Cüveynî'yi atamış ve Bağdat'ın tekrar imar edilmesini emretmiştir. Tarih-i Cihan Güşa adlı eserinde Cüveynî bunu anlatmaktadır. İlhanlılar'ın onardığı şehirlerdeki ticarî yaşam eskiye nazaran artış göstermiştir. Yine Hülegü Hân'ın emriyle Tûsî Tensûhnâme-i İlhânî adlı eserini kaleme almıştır. Ayrıca Hülegü'nün yanında Çinli âlimler bulundurduğu da bilinmektedir. İlhanlılar döneminde yapılan en önemli medenî gelişme ise Meraga şehrinin imarıdır. Meraga İlhanlılar'dan önce adı bilinmeyen bir şehirken İlhanlılar ile birlikte çağının en büyük ilim merkezlerinden biri hâline gelmiştir. İslâmiyet'in en büyük rasathanelerindem sayılan Meraga Rasathanesi yine İlhanlılar zamanında yapılmıştır. Gâzân Hân, Şafi ve Hanefiler için özel medreseler açtırmış, meclislerinde Kutbeddin Şirâzi, Hümâm Tebrizî gibi âlim ve şâirleri bulundurmuştur. Sultan Ölceytü ise bizzat Kelam ilmine meraklı bir hükümdarı. Yanında hem farklı dinden hem de farklı mezhepten âlimleri bulundurur onları münazara ettirirdi. Ölceytü ayrıca Şii İmâmiye'nin en büyük âlimlerinden Şeyh Cemâlüddîn Mutahhar Hillî'ye de önem vermiştir. İlhanlı hükümdarları arasında Müslüman olmayanlar da imar faaliyetlerine önem vermişlerdir. Keyhatu Anadolu'da valilik yaptığından Anadolu'yu sevmiş ve Doğu Anadolu topraklarında imar faaliyetlerinde bulunmuştur.
Çingiz yazı ile ilk Nayman memleketinde karşılaşmış ve kısa bir zaman sonra Uygur yazısını öğrenmişti. Uygur Türkçesi devletin resmi dili olmuş ve imparatorluk bölündükten sonra da bu devam etmiştir. 1220-1225 yıllarına aid Çingiz Hân Kitâbesi'nde yine Uygur Türkçesi kullanılmıştır. Çin'de diktikleri bazı kitâbeler yine Uygur Türkçesi ile yazılmıştır. Kubilay Han imparatorluğun vilayetlerinde herkesin okuması için okullar açtırdı. 1315'te bir köylü çocuğunun memuriyete yükselmesini sağlayacak sınav sistemi uygulamaya konuldu. Çin'de matbaacılık üzerine faaliyetler eskilerden beri mevcuttu. Moğollar da bu faaliyetleri devam ettirdi. Ansiklopediler, klasik eserler, anılar, kronikler, edebî eserler, din risaleleri gibi tonla eser tekrar tekrar basıldı. 14.asrın başında önemli bir Budist kitabının Moğolca çevirisinin 1000 adet basıldığını biliyoruz. Astroloji kitaplarının basımının sayısının yanında bu sayı mütevazı kalır.
Moğol istilâsının bir sonucu da bazı Türk memleketlerinde baskın olan Arapçanın etkisini kırıp Farsça ve Uygur Türkçesinin etkili hâle getirilmesidir. Bu durum imparatorluk ve ardıllarının Uygur Türkçesine önem vermesi ve resmi dil olarak kabûl etmelerinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Moğolların Uygularlar ile çok sıkı müsabetleri olduğunu ve Uygurları bir nevi öğretmen statüsünde gördükleri malûmdur. Cüveynî Moğolların Uygurlar için 'İdikut' yani devletin sahibi demektedir.Bu dönemde yine birçok eser Türkçe ve Farsçaya tercüme edilmiş lâkin çoğu günümüze ulaşamamıştır.
Çingiz ve haleflerinin birçoğu şamanî idiler. Bu sebeple astronomi ve astroloji bilginlerine çok değer verilirdi. Çinli, İranlı, Türk, Müslüman, Hristiyan, Mecusî fark etmeksizin herkesi yanlarında bulundurmuşlardır. Yine zanaat, sanat veya herhangi bir ilimde yetkin sahibi kimselerde korunma altına alınırdı.
Kaynakça
Zeki Velidî Togan-Umumî Türk Tarihine Giriş
Kemal Ramazan Haykıran-Moğollar Zamanında Yakın Doğu
Abdülkadir Yuvalı-İlhanlı Tarihi
Morris Rossabi-Kubilay Hân'ın Seyyahı
Morris Rossabi-Kubilay Hân
Fuad Köprülü-Türk Edebiyatı Tarihi
Alinge Curt-Moğol Kanunları
Habibe Temizsu-Yasak
Nadir Devlet-Cengiz Han
Karénina Kollmar Paulenz-Moğollar
Marco Polo-Seyahatnâme, Kubilay Üzerine Notlar
Jack Weatherford-Cengiz Han
Jack Weatherford-Cengiz Han'ın Kızları
Hayrünnisa Alan&İlyas Kemaloğlu-Avrasya'nın Sekiz Asrı Çengizoğulları
İlyas Kemaloğlu-Altın Orda ve Rusya
Jean Paul Roux-Moğol İmparatorluğu Tarihi
Yorumlar
Yorum Gönder