Hukukun Üç Temel İlkesi


Doğu Roma İmparatoru Justinianos (537-565) tarafından derletilen Corpus Iuris Civilis, Codex (imparator emirnâmeleri), Novallae (Corpus Iuris Civilis hazırlandıktan sonraki imparator emirnâmeleri bölümü, 16. yüzyılda ilave edilmiştir), İnstitutiones (kuralların daha basit şekilde derlenmesi) ve Digesta'dan (Hukukçuların eserlerini içerir) mürekkeptir. Digesta'nın başında, Romalı hukukçu Domitius Ulpianus'a atfedilen ilkeler yer almaktadır. Kesin ve net bir şekilde "Hukuk kuralları şunlardır: Onurlu yaşayınız, başkalarına zarar vermeyiniz, herkese kendisine ait olanı veriniz." demekteydi. Bunlar emir haline getirilince üç temel ve mutlak ilke statüsüne yükselir. 

"Onurlu yaşa" kişiyi doğruluğa davet eder. Aksiyle kanıt mantık kuralı ile de "kimseye haksızlık yapma" manâsına gelir. Bu kuralın olumlu anlamda aksiyle kanıt manâsı da herkese "kendisine ait olanı ver" şeklindedir. Bu da hukukun üç ilkesinin temelde aynı yola çıktığını göstermektedir. 

Burada bahsi geçen onur, Latince "honestas" kelimesinde erdem, fazilet ve ahlâk ile birleşmiştir. Mevzu bahis hukuk dilinde onur, hiçbir şeyden suçlu bulunmayan kişinin sahip olduğu hukukî kusursuzluk ile ilişkilidir. Onur ile sadece kişinin toplumla ilişkileri kast edilmez. Bilakis kişinin kendisine duyduğu saygı da bir onurdur. 

"Kimseye haksızlık yapma" ilkesi sadece fizikî değil her türlü hak ve özgürlüğün ihlali ile ilgilidir. Bu ilke kişinin başkasına hem maddî hem manevî saldırıda bulunmasını yasaklar. Onur ilkesinde kişinin kendisine saygı duyması gerekli olduğu gibi bu ilke ile de kişinin başkalarına saygı duyması gerekliliği ortaya çıkar. Burada değinilmesi gereken nokta önleyebileceği haksızlığa karşı sessiz durmak da haksızlıktır. Nitekim ünlü Romalı hukukçu Cicero "Adaletsizliğin iki türü vardır: Biri haksızlığa neden olmak, diğeri de haksızlığı önleyebilecekken önlememektir." demiştir.

Eflatun(Platon) onurlu bir vatandaş için "herkese hak ettiğinin verilmesi" talebini sunar. Bu ilke ile yeni hak kazanılmasından ziyade sahip olunan hakların güvence altına alınması olarak açıklanmaktadır. Hakların verilmesinden sonra güvencesinin garantiliği sağlanır.

Sözün özü hukuk bu üç temel ilke üzerine kurulu bir düzendir. Kişinin kendisine saygı duyması, başkasına saygı duyması ve doğumu ile kazandığı hakların kamu gücü ile güvence altına alınması. Hukukun özü budur.

Alman filozof ve profesör Otfried Höffe'den esinlenerek yazılmıştır.

Yorumlar