Bizans Hukuku'nun Tarihî Seyrinin Umumî İncelemesi

 

Bizans Hukuku’nun Tarihî Seyrinin Umumî İncelemesi

 

 

 

Roma hukuku, Roma ikiye ayrıldıktan sonra imparatorluğun Batı kanadı yıkıldıktan sonra Doğu Roma (bundan sonra Bizans tabiri kullanılacaktır) ile devam etmiştir. Bizans, başlıca siyasi, kültürel ve sosyal kurumlarının hemen hemen hepsini Roma'dan devralmıştır. Ayrıca Bizans diye Roma'dan farklı olduğu günümüzde vurgulansa da Bizanslı dediğimiz kimselerin kendilerini sürekli Romalı diye tâbir ettiklerini ve bunu mağrurca yaptıkları malûmdur. Ayrıca Roma hukuku, Bizans hukuk sisteminin temelini oluşturmuştur. Bizans’ında üzerinde olan “Doğulu” imajı onun Roma’dan ayrı bir devlet ve bağları tamamen kopmuş bir yeni oluşum şeklinde göstermektedir. Bu sebeple Bizans hukuku Roma hukuku kadar mühim görülmemiştir. Kanaatimizce Bizans hukuku da Roma hukuku kadar mühimdir. Zira başta Selçuklu-Osmanlı ve İlhanlı hukukuna etkisi olmak üzere İslâm hukukuna da etkileri vardır. Yunanistan başta olmak üzere Sırbistan, Bulgaristan gibi Balkan ülkerine ve Ortodoks Rusya hukukunu da etkilemiştir.

 

Yüzyıllar boyunca, sırasıyla II. Theodosius ve I. Iustinianus tarafından yürütülen Roma yasalarının iki büyük kodifikasyonu, Bizans mevzuatının temelidir. Yıllar boyunca bu Roma kanunları mevcut koşullara göre ayarlanmıştır. Daha sonraları ise Yunanca yazılmış yeni kanunlar ile değiştirilmiştir. Bununla birlikte Roma hukukunun etkisi sürmeye devam etmiştir. Corpus Iuris Civilis'e dayanan Basilika gibi kodifikasyonlar da bunun delilleridir.

 

Roma hukuk geleneğine göre, Bizans'taki yasa kaynaklarından biri imparatorların yasalaştırması idi. İmparatorlar Roma hukukunun bazı önemli kodifikasyonlarını başlattılar lâkin kendi yeni kanunları Novellae da çıkardılar. Bizans'ın erken dönemlerinde imparatorların yasama işlemine ilgileri yoğunlaştı. O zamanlar yasalar kamu, özel, ekonomik ve sosyal yaşamın ana yönlerini düzenlemekteydi. I. Konstantin önce boşanmayı düzenledi. I. Theodosius inanç ileri ile ilgilendi, havarilerin Amentüsü'nün özel bir versiyonu yürürlüğe koydu. Diocletianus'dan I. Theodosius'a kadar, yani yaklaşık 100 yılda 2.000'den fazla kanun çıkarıldı. Sadece Justinianus yaklaşık 600 kanun çıkardı. Lâkin sonralarında yasama isteği imparatorlarda yavaş yavaş azaldı. 

 

438 senesinde İmparator Theodosius, I. Konstantin döneminden zamanına kadar tüm yürürlükte olan kanunları içeren 16 ciltlik Codex Theodosianus'u yayınladı. Theodosius ayrıca İstanbul’da hukuk ve hukuka yardımcı dersleri verecek bir yüksekokulu İstanbul’da açtı.

 

527 yılında tahta çıkışından kısa bir süre sonra I. Iustinianus ise, var olan Roma kanunlarını toplamak ve düzenlemek için bir komisyon atadı. Hukukçuların çalışmalarından kalıcı değer taşıyan konuları seçip, yeniden yazıp, düzenleyip 50 kitapta toplayan, hukukçu arkadaşı Tribonianus başkanlığında ikinci komisyon 530 yılında görevlendirildi. Bu komisyon 533 yılında Digesta'yı oluşturdu. 

 

 Corpus Iuris Civilis, Latince olarak üç parçada yayımlanmıştır: Institutiones, Digesta ve Codex. Bu külliyat Latince yazılan son büyük hukuk dokümanıdır.

 

Institutiones: Başta Gaius’in İnstitutiones’i olmak üzere, bazı klasik hukukçuların aynı nitelikteki örnek eserleri alınarak hazırlanmıştır. Hukuk öğrenimi için hazırlanmış ders kitabı niteliğindedir. Uygulanan hukuk hakkında sistematik bir biçimde bilgiler verilmiştir.

 

Digesta(Pandectoe): Klasik hukukçuların eserleri toplanarak hazırlanan bu eseri Institutiones’ten ayıran en önemli özellik, Digestra’ya alınan parçaların hangi hukukçuların olduğunun bilinmesidir. Digestra imparator iradesini yansıttığı için kanun gücündedir. Ancak kanun olarak uygulanması yapısı itibari ile oldukça zordu.

 

Codex: İmparator emirnamelerinin toplandığı bölüm Codex olarak adlandırılmıştır. Bazı emirnameler ihtiyaçlara cevap veremediği için kaldırılmış ve yenileri yapılmıştır. Codex, Corpus Iuris Civilis’in 3 bölümü olmakla beraber ilk hazırlanan bölümüdür. Çünkü mevcut ihtiyaçların bir an önce çözüme kavuşturulması gerekmekte idi.

 

Novallae: Iustinianus’un ölümünden çok sonra Corpus Iuris Civilis’e 16.yy.da ilave edildi. İmparator hayattayken çok sayıda emirname yayınlamış ancak hiç biri Corpus Iuris Civilis’e eklenmemişti. Daha sonra tüm bunlar derlenip Novellae olarak eklenmiştir. Tali olan bölüm budur. Digesta’nın başında, Romalı hukukçu Domitius Ulpianus’a atfedilen cümleler yer alır. Bu cümleler hukukun üç temel ilkesini oluşturur. Ulpianus kesin ve net bir şekilde “Hukuk kuralları şunlardır: Onurlu yaşayınız, başkalarına zarar vermeyiniz, herkese kendisine ait olanı veriniz.” demekteydi.

 

Bunlara rağmen Corpus Iuris Civilis pratik uygulama alanı bulamamıştır. Koschaker’in ifade ettiği gibi Corpus Civilis âbide bir eserdir. Ancak Iustinianus’un hukukçuları “Bir kanun için akla gelebilecek en kullanışsız şekli seçmiştir.” Hâkim somut bir karar alacağı vakit Digesta’da yer alan binlerce hükmün içinden çıkamazdı. Velhasıl bu da onu kanunların yazılı olduğu bir pratik hukuk kitabından ziyade hukuk ilminin âbide eserlerinden biri olduğunu kanıtlamaktadır.

 

Corpus Iuris Civilis zaman içinde değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklere ‘Interpolatio’ denir. Hukuk öğrencilerinin kitapların satır aralarına, kenarlarına yazdıkları notların asıl kanunlar ile karışmış hali de Glossa olarak adlandırılmaktadır.

 

Justinianus hükümdarlığı bitince, Arap fetihlerinin ve diğer sebepler ile İmparatorluk daha da zayıfladı. Batı'nın yıkılmasından bu yana azalmış olan Latince bilgisi eski hukuki metinlerin çoğunu neredeyse erişilemez hale getirdi. Bu gelişmeler, İmparatorluk'ta hukuki standartların zayıflamasına ve hukuki bilgi standartlarında önemli bir düşüşe neden oldu. Artık Latince yerine Yunanca vardı.

 

Iustinianus'tan sonra mevcut şartların değişmesi ile mevcut hukukun gözden geçirilmesi gerekliliğini doğurdu. İlk İsaurialı imparator III. Leon'un reformları ile, mevcut kanunlar üzerinde sağlanan değişiklikler devreye girdi. 726'da, oğlu Konstantinos ile kendi ismini taşıyan "Ekloga" adlı hem medeni hem de ceza hukukuna atıfta bulunan ve “Daha insancıl bir versiyona doğru bir düzeltme (Justinianus mevzuatının düzeltilmesi)” başlığında kanunu yayınladı. Düzenleme komitesinin üyeleri bilinmemektedir. Lâkin komitenin birincil görevi, zamanın getirdiği değişiklikler çerçevesinde düzeltmeler yapmak, diğer yandan da adaleti doğru bir şekilde dağıtabilmeleri için hakimlere yardım edecek özlü bir yasal el kitabı sağlamaktı.

 

 

Ekloga ile getirilen düzeltmeler Hristiyan ruhundan ve aynı zamanda ortak hukuktan etkilendi. Medenî hukuk açısından evlilik kurumu korundu. Eşlerin ve yasal çocukların hakları artırıldı. Eski Roma toplumundaki aile reisinin sınırsız yetkileri kaldırıldı. Ayrıca yasa önünde tüm vatandaşların eşitliği getirdi. Leon, Ekloga üzerinden hâkimlere de hitap etti. Onları fakirleri hor görmemeye, haksız olanları kontrolsüz bırakmamaya davet etti. Ayrıca, hâkimlerin görevlerini yerine getirirken rüşveti engelleme, ödemelerini yerel ve imparatorluk hazinesi tarafından ödenebilir hâle getirmeye çabaladı. Böylece hâkimlerin teminatını da sağlamış oldu.

Makedonyalı Basileios 870-72 senelerinde derlettiği Prochiron’unda Ekloga'nın parçalarını geçersiz kılmıştır. Justinianus hukukunu geri getirmiş ve anlaşılmayan Latince ifadeleri Hellenize ettirmiştir. 876-886 seneleri arasında da Basileios’un evlatları Prochiron’un ikinci basımı olan Epanagoge’yi yayınlamışlardır. Konstantin Monokamos 1045 senesinde Konstantinopolis hukuk okulunu da kurdu. Bu okul memur ve yargıç yetiştirme okulu idi.

 

VI.Leo döneminde derlenen Eparkhion Biblion birçok alanda yayınlanan birtakım kanunnamelerden biri idi. VI.Leo'un kardeşi Aleksandros ile oğlu VII.Konstantinos ile beraber Basilicia, 10.asrın başında yayınlandı. 6. yüzyılda yapılan yorumlar ve Iustinianus hukukuna ilişkin açıklamaları birleştirmeye ve çelişkileri ortadan kaldırmaya çalışımıştır. 11.yüzyılda, Basilicae, Roma hukukunun ana kaynağı olan Justinianus hukukunun yerini aldı. Synopsis maior ise Basilicae’nin kısaltılmış halidir. 920-21 senelerinde ise Justinianus ve Epanagoge hukuk metinleri Epitome Legum adındaki eserde birleştirilmiştir. 11.yüzyılda Epanagogu yeniden incelenerek Epinoge aucta adında bir eser yayınlanmıştır. 13.yüzyılda Prochiron yeniden incelerek Prochiron aucta adında bir eser yayınlanmıştır. Selanik’te görev yapan Konstantinos Harmenopoulos adındaki hâkim 14.yüzyılda bu kitapları Hexabiblos adlı eser ile derlemiştir.  İoannis Holobolos tarafından Harmenopoulos'un çalışmasının revizyonu da Hexabiblos aucta’dır.

 

13.asrın başına kadar daha başka yayımlanan eserlerde mevcuttur. Ionnis Skolastikos’un Nomocanon’u 6.asır, Herakleios’un Nomocanon’u 7.asır, I.Fotios’un Nomocanon’u 9.asır, Theodore Balsamon’un Syntagma’sı ve Balsamon’un Fotios’un Nomocanon’una ilave olarak eklediği Scholia’sı 12.asır, Aleksios Aristenos’un Synopsis Canonum’u 12.asırda yayımlanmıştır. 2.asırdan Didache de Kilise’nin bilinen en eski yasasıdır. 4.asırda da bazı yayımlanan eserler var olsa da haklarında pek fazla bilgiye sâhip değiliz. Tüm bu kitaplar daha sonra Ayronoz’un keşişi Aziz Nikodimos o Agioritis tarafından derlenmiştir. Pedalion adındaki eseri modern Doğu Ortodoks Kilisesi hukukunun temelini oluşturmuştur. Fotios'un Eisagoge’i de 9.asırda yayınlanmış Novellae hukuku içeren bir çalışmadır.

 

 

 

Hukukî çalışmaların yanında başka hukukla ilgili kanunlar da vardı.

 

Özellikle Konstantinopolis istisna edilirse Bizans toplumu, tarımın kalbinde yer almaktaydı. 7. yüzyıl-12. yüzyılın sonlarında Bizans köylerinin iç yaşamını özellikle karakterize eden şekilde yansıtan yasa ile ilgili önemli bir kaynak da, Lex Rustica veya Çiftçi Yasası veya Kanunları olarak da bilinen Nomos Georgikos'tur. Çiftçi Yasası, Bizans'ın iç tarihi ile ilgili en çok tartışılan metinlerden biridir

Bu, özel bir koleksiyon olup, sürekli olarak zenginleştirilmiş ve Bizans kırsal topluluğu çerçevesinde kırsal mülkiyetle ilgili belirli davalara atıfta bulunmaktadır. Kanun hükümlerine göre, köylüler topluluklar içinde örgütlenmiş ve topluluk sorumlu olduğu toplam verginin ödenmesinden beraber olarak sorumludur. Borçlu üyelere karşılık gelen meblağı da ödemekle yükümlüdürler..  Alman araştırmacı Zacharia von Lingenthal bu yasayı başta 9.asra atfese de daha sonra fikrini değiştirip III. Leo döneminde çıkarıldığını teyit etmiştir.

 

Çiftçi Yasası'na benzer şekilde, Rhodian Deniz Yasası (Nomos Rhodion Nautikos). Muhtemelen 600 ile 800 yılları arasında yazılmış olup, deniz hukuku düzenlemelerinin üç kısma ayrılmış bir koleksiyonudur. Birinci bölüm, Roma imparatorlarının "Deniz Kanunu" onaylanmasına atıfta bulunur. İkincisi, mürettebatın deniz kazancına ve gemide geçerli olan yönetmeliklere katılımı, üçüncü ve en büyük ise deniz hukukuna atıfta bulunur, örneğin hırsızlık veya yük veya gemi hasarında sorumluluk dağılımı. "Deniz Kanunu", VI.Leo'nun Bazilika'sının 53. Kitabına tamamlayıcısı olarak dahil edildi.

 

Laik yasal kurumlarının modeline uygun olarak, kilise konseylerinin kanunları, dini konularda ve din adamlarının davranışlarının yanı sıra söz konusu konularda laik olanın davranışlarını düzenledi. Kanunları ile tanınan "Trullo" veya "Beşinci-Altıncı Konsey", II.Justinianos yıllarında (691-692) toplanmış ve yalnızca münhasıran disiplin konuları yer almıştır. Synod'un amacı, önceki 5.(553) ve 6.Ekümenik Konseyler yasadaki boşlukları kapatmaktı.

 

İmparator VI. Leo’nun Tactica adlı eseri de içinde askeri yasaların bulunduğu bir derlemedir. Tactica kitapları ordu mensupları için hazırlanmış talim, strateji, suç ve cezayı da içine alan dikkat çekici kitaplardır. Bizans’ta bunun ilk örneğini İmparator Mavrikios’un (582-602) orduda yapmış olduğu düzenlemeleri kapsayan ve 11 kitaptan oluşan Strategikon adlı eserdir. X. yüzyılda İmparator VI. Leo’ya atfedilen Tactica’da bazı değişiklikler yapılmıştır. VI. Leo’nun Tacticasını, Strategikon’undan ayıran en temel özellik döneminin askerî niteliklerine göre daha özgün bir metin olmasıdır. Yirmi kitaptan oluşan Tactica, ortalama bir askerî taktik kitabından çok daha fazlasını içermektedir. Askeri kanunları içinde barındırması bakımından hukuk tarihi açısından da önem arz etmektedir.

 

Bizans, yerel idare sisteminde Osmanlı’daki eyalet sistemi ile benzer yapıda olan Thema’yı kullanmaktaydı. Thema hem bir çeşit askeri bölgeleri tanımlamakta diğer taraftan da sivil yöresel idari birimleridir. Thema’ların bir kısmı Bizans-İslâm savaşları ve akabinde kurulmuştu. 10. yüzyılda toplam 32 thema mevcut idi.  Bu yöresel idare Roma İmparatoru  Diocletianus tarafından kurulmuştur. Askerî ve sivil idareyi birbirinden tümüyle ayıran sistemi ortadan kaldırmıştır. Prasides unvanlı sivil valiler ve düks ve benzer unvanlı askeri valiler kaldırılmıştır. Bizans İmparatorluğu yine eski Roma Cumhuriyeti veya Diocletianus'tan önceki Principatus Roma İmpartorluğu sisteminde olduğu gibi yöresel valiler hem yörenin sivil idaresini yüklenmekte hem de yöresel ordu birliklerine savaşta komuta etmekteydi. Themalar VI. Ionnis tarafından kaldırılmış ve yerine apendaj sistemi getirilmiştir. Bunun sebebi ise imparatorluğun zaman içinde sürekli daralması ve IV. Haçlı Seferi’nde İstanbul’u işgal eden Latinlerin bu sistemi uygulamasıdır.

 

Bizans’ta ayrıca tımar sistemine benzer pronoia sistemi yaygın idi. I.Aleksios tarafından kurulan bu kurum asker yetiştirmek içindir. Bu sistemin tımar sisteminin kökeni olduğu iddiası ise kanaatimizce doğru değildir. Zira bu sistem Bizans’ta olduğu gibi Selçuklu’da ikta sistemi olarak var idi. Köprülüzâde Fuad’ın da savunduğu görüş tımarın ikta kökenli olduğudur.

 

Bunun haricinde Bizans hukukunun İslâm hukukunu büyük ölçüde etkilediği söylenir. Hatta Ribat ve vakıf müesseselerinin direk Bizans’tan alındığını iddia eden insanlar mevcuttur. Bizans aynı zamanda saray teşkilatı açısından da Müslüman Arap devletlerinden Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı’yı da etkilemiştir.

 

Bizans aynı zamanda Roma’dan vergi usulünü de almış idi. Vergi gelirleri, imparator ve sarayını, Kostantinopolis’i şehrini idame ettirmek, imparatorluk idaresini finanse etmek dışımda ordu ve savunma harcalamalarına büyük pay ayırıyordu. Ayrıca Bizans’ta eski çağlarda hemen hemen bütün devletlerde mevcut olan güdümlü ekonomi uygulanmaktaydı. ve ekonominin diğer önemli sektörlerine müdahale gücüne sahip olmuştur. Faiz oranları üzerine düzenli kontrol uygulamış ve Konstantinopolis'te özel çıkarlarının (misâl ipek satışı) olduğu yahut ticaret için önemli meslekleri icra eden üyeler sahip lonca ve kuruluşların faaliyetlerine bazı düzenlemeler getirmiştir. İmparator ve memurları, başkentin ön tedarikinin hazırlığını sağlanmasının gerektiği zamanlarda müdahalede bulunmuşlar ve tahıl fiyatlarını baskı altında tutmuşlardır. Böylece, imparatorluk hem ticari emtianın iç dolaşımını hem de uluslararası ticareti sıkı şekilde kontrol etmiştir. Ayrıca devlet, üretim fazlasının bir kısmını vergi olarak toplamış ve ordunun subaylarına ödenen maaş veya kamu çalışmalarına, binalarına ya da sanat eserlerine yapılan yatırımlar şeklinde dolaşıma geri koymuştur.

 

(Bizans’ın ekonomik yapısı daha sonra tekrar işlenecektir.)

 

 

 

Kaynakça

 

Fuad Köprülü, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri

FuadKöprülü, İslâm ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi

Charles Diehl, Bizans İmparatorluğu Tarihi

Averil Cameron, Bizanslılar

Talat Koçak, Geç Antik Çağ’da (Doğu Roma) Bizans Hukukunun Tarihi Seyri

Hâmit Sadi Selen, Siyasî İlimler ve Hukuk

Otfried Höffe, Adalet

Paul Lemerle, Bizans Tarihi            

Cecile Morrison, Bizans Dünyası

Cecile Morrison, Bizans Ekonomisi

Zilhace Ataş, Bizans Saray Teşkilatı

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Saray Teşkilatı

Halil İnalcık, Fatih Sultan Mehemmed

Yılmaz Öztuna, Devletler ve Hanedanlar

Yılmaz Öztuna, Osmanlı Devleti Tarihi 2 Medeniyet Tarihi

Bülent Tahiroğlu&Belgin Erdoğmuş, Roma Hukuku Dersleri

A.A. Vasiliev, Bizans İmparatorluğu Tarihi

Şerif Baştav, Bizans İmparatorluğu Tarihi Son Devir (1261-1453)

Cyril Mango, Bizans Yeni Roma İmparatorluğu

Susan Wise Bauer, Rönesans Dünyası

Casim Avcı, İslâm-Bizans İlişkileri

 

Yorumlar