Erdem TDK'ye göre insanın ruhî olgunluğu manâsındadır. Burada da bu sebepten ötürü erdem kelimesini kullandık. Kötülük ise zarar verici davranış diye geçer. Erdem kuramı ise büyük ölçüde Aristoteles'e ait Nikomakhos'a Etik kitabına dayanır. Zaman zaman yeni-Aristotelesçilik olarak da adlandırılır.
Erdem kuramcıları karaktere odaklanmaktadır. Erdem kuramcıları hayatın daha güzel yaşanmasını amaçlar. Aristoteles erdem sahibi olarak kişinin kendisini gerçekleştirdiğini söyler. Ayrıca Aristoteles mutluluğun önemini de vurgular. "Nasıl yaşamalıyız?" sorusu ise kuramcılar için mühimdir. Buna cevap olarak: "Erdemlere sâhip olmaya çalışarak." verilir. Erdem kuramı hususunda en mühim husus erdemin düşünülmeden yerine getirilemiyeceğidir.
İlk çağlardan bugünlere erdem birçok filozof farklı özellikleri erdem kabûl ermiştir. Misâl Antik çağın dahi filozofu Sokrates'in öğrencisi olan Eflatun adalet, cesaret ve bilgeliği erdem kabûl etmiştir. Lâkin bunlar kısmen yanlıştır. Erdemler, istemin nitelikleri olmak mecburiyetindedir. Bilgelik ise daha ziyade zekâya atfedilebilir. Cesaret ise -bana göre- hem erdem hem kötülüktür. Zira cesaret kimi zaman erdemin hizmetkârı kimi zaman en büyük kötülüklerin hizmetkârıdır. Schopenhauer ise kesin olarak erdem kabûl etmemektedir. XVII. asır Fransız filozofu Arnold Geulinx Eflatun'un erdemlerini aşağılamakta ve o erdemlerin yerine çalışkanlık, itaat, adalet ve alçakgönüllüğü koymaktadır. Çinliler duygudaşlık, adalet, edep, bilgelik ve içtenlik; Hristiyanlar ise iman, aşk ve ümit demişlerdir. Hristiyanların dedikleri temel olmaktan ziyade teolojiktir. Erdemleri sayarken birçok kişi 'sabır' kavramını görmemiş yahut görememiş yahut erdem kabûl etmemişlerdir.
Budist sisteme göre dört adet temel kötülük vardır. Bunlar şehvet, tembellik, öfke ve açgözlülüktür. Schmidt adlı müellife göre kıskançlık ise beşinci temel kötülük olarak bilinmelidir. Bana göre bu sayı artabilir. Budistlerin dört temel kötülüğüne karşı olarak dört erdem geliştirilmiştir. Bunlar iffet, cömertlik, nezaket, alçakgönüllüktür. Uzun zamandır yaptığım araştırmalar neticesinde de Asya kavimleri için bir sonuca vardım. Bu kavimler Türk, Moğol, Japon ve Çinlidir.
Bu kavimleri incelediğimde bunlarda töreye bağlılık, aile efradına saygı, eğitim vb. erdem sayılmıştır.
İslâm bilginleri de benzer ahlâk kurallarını erdem olarak kabûl etmiştir. Ünlü din âlimlerinden Gazâlî 'Dil Belası' Konyevî de 'Azaların Afetleri' adında eser yazmıştır. Bu eserlerde kötülükler sıralanmıştır. Kur'an-ı Kerim ve Hz.Muhammed(sav) İslâm dinine göre iyi ve kötüyü belirlemiştir.
Erdem kuramcıları birçok konuda eleştiriye maruz kalır. Onların birinci hatası bir erdemin hayat boyu var olacağını ve kullanılacağını sanmaları ve karakter özelliklerinin değişmeyeceğini düşünmeleridir. Lâkin son dönemdeki psikolojik araştırmalar bu düşünceyi yıkmıştır. İnsan özelliklerini değiştirebilir. Eleştirilen diğer bir husus ise toplumdan topluma ve insandan insana olan farklılıklardan ötürü düşüncesini söyleyen herkesin farklı bir eylemi erdem veya kötülük saymasıdır. Eflatun cesareti erdem sayarken Schopenhauer cesareti kesin şekilde erdem saymıyordu. Güzel yemek yiyen birisine göre damak tadına bakmak erdem sayabilir. Yani insanın zevkleri, düşünceleri veya dinî inancı onun erdemi olabilir. Zira kişi hayatını öyle güzelleştirmeyi seçmiştir.
Benim çok sevdiğim "Seven" adında bir film vardır. Bu filmde insanların içine düştüğü yedi büyük acziyet anlatılır. Bunlar ise açgözlülük, oburluk, tembellik, şehvet, kıskançlık, kibir, öfkedir. Filmi izlemenizi tavsiye ederim.
İslâm bilginleri de benzer ahlâk kurallarını erdem olarak kabûl etmiştir. Ünlü din âlimlerinden Gazâlî 'Dil Belası' Konyevî de 'Azaların Afetleri' adında eser yazmıştır. Bu eserlerde kötülükler sıralanmıştır. Kur'an-ı Kerim ve Hz.Muhammed(sav) İslâm dinine göre iyi ve kötüyü belirlemiştir.
Erdem kuramcıları birçok konuda eleştiriye maruz kalır. Onların birinci hatası bir erdemin hayat boyu var olacağını ve kullanılacağını sanmaları ve karakter özelliklerinin değişmeyeceğini düşünmeleridir. Lâkin son dönemdeki psikolojik araştırmalar bu düşünceyi yıkmıştır. İnsan özelliklerini değiştirebilir. Eleştirilen diğer bir husus ise toplumdan topluma ve insandan insana olan farklılıklardan ötürü düşüncesini söyleyen herkesin farklı bir eylemi erdem veya kötülük saymasıdır. Eflatun cesareti erdem sayarken Schopenhauer cesareti kesin şekilde erdem saymıyordu. Güzel yemek yiyen birisine göre damak tadına bakmak erdem sayabilir. Yani insanın zevkleri, düşünceleri veya dinî inancı onun erdemi olabilir. Zira kişi hayatını öyle güzelleştirmeyi seçmiştir.
Benim çok sevdiğim "Seven" adında bir film vardır. Bu filmde insanların içine düştüğü yedi büyük acziyet anlatılır. Bunlar ise açgözlülük, oburluk, tembellik, şehvet, kıskançlık, kibir, öfkedir. Filmi izlemenizi tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder